“Depremin […] nedenleri ve sonuçları ile birlikte etraflı bir şekilde ele alınmasının yerbilimin kapsamına sığmayacağı, depremin anlaşılmasında insan faktörünü merkeze almayan her türden yaklaşımın güdük kalacağı aşikârdır. Depremi anlamak için elbette yeri anlamak, ama daha önemlisi üstündeki binayı anlamak gerekir. Binayı anlamaksa, insanı anlamakla mümkün. Binayı yapan insan, o yerdeki o ölçümleri yapan da insan, imar iznini veren de insan, binanın içinde yaşayan da insan. Deprem olunca enkazın altında kalan da insan. İlk yardıma giden de, diğerkâmlığıyla öne çıkan da bencilliğiyle göze batan da… Yeri sallayan o olmasa da depremi felakete dönüştüren faildir insan. Depremde, failliği nedeniyle mercek altına almamız gereken bu beşeri boyutu, ancak toplumbilim ile kavrayabilir ve yerli yerine oturtabiliriz.” 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından sosyologlar yanlarında şehir plancılar, mimarlar, inşaat mühendisleri, siyaset bilimciler, kamu yönetimcileri, sivil toplumcular, haberciler, arama-kurtarmacılar gibi farklı disiplinlinlerden uzmanlar ile toplumsal fayda için kolektif bir akademik üretimde bir araya geldiler. Deprem Sosyolojisi Açık Dersi’nden ortaya çıkan afet sosyolojisi alanındaki bu kaynak eser; depremi kültür, siyaset, afet-felaket ilişkisi, risk, tehlike, zarargörebilirlik /kırılganlık, mekan, kent, planlama, göç, bina-imar ilişkisi, gönüllük ve dayanışma kavramlarıyla okurken Türkiye’de depremin sosyal (fay) hatlarını ortaya koyuyor.